10 Eylül 2015 Perşembe

Kitap Yorumu | Cinder- Marissa Meyer

Orjinal Adı: Cinder
Türkçe: Cinder    
Seri Adı: Bir Ay Günlüğü Serisi (Lunar Chronicles) #1 
Yazarı: Marissa Meyer   
Yayınevi: Artemis    
Sayfa Sayısı: 417



Gelecekte bile, hikaye "bir varmış bir yokmuş" diye başlıyor… İnsanlarla androidlerin yan yana dolaştığı Yeni Pekin'e hoş geldiniz. Her ne kadar birlikte yaşamayı başarsalar da türlerin dostluğu sanıldığı kadar kolay değil. Ölümcül bir veba insan nüfusunu tehdit ediyor. Ay İnsanları, Dünya'yı uzaydan izleyerek doğru zamanı kolluyor. Kimse Dünya'nın kaderinin tek bir kıza bağlı olduğunun farkında bile değil…

Becerikli bir mekanik ustası olan Cinder, herkesten saklasa da aslında bir sayborg. Üvey annesinin hakaretleri yetmezmiş gibi şimdi bir de üvey kardeşinin hastalanmasından sorumlu tutuluyor. Yakışıklı Prens Kai'nin hayatına girmesiyle birlikte, Cinder birden kendini gezegenler arası bir anlaşmazlığın ortasında buluveriyor. Sorumluluk ve özgürlük, sadakat ve ihanet arasında kalan Cinder, Dünya'nın geleceğini koruma altına almak için önce kendi geçmişinin sırlarını açığa çıkarmak zorunda... Yeniden kurgulanmış bu masalda Külkedisi ile tekrar tanışmaya ne dersiniz?

Marissa Meyer, Washington'ın Tacoma kasabasında doğup büyüdü. Henüz küçük bir çocukken kitaplara aşık olan Marissa, ergenlik yıllarından beri gençlik edebiyatı üzerine çalışıyor. Peri masallarına da büyük bir sevgi besleyen Marissa, gençlik günlerinden beri bu masalları yeniden kurguluyor ve bu tutkusundan da vazgeçecek gibi görünmüyor.






Kitabın konusunu ilk okuduğumda çok ilgimi çekmemişti. Daha doğrusu arka kapak yazısı çok ilgimi çekmemişti. Fakat kitabın Cinderalla'nın bilim kurgu uyarlaması olduğunu öğrendiğimde çok merak ettim. Bir Cinderalla masalı nasıl bilim kurguya dönüştürülebilir ki dedim. Ve çokta güzel dönüştürülebilirmiş onu gördüm. Kitap beklentilerimi gerçekten karşıladı ve ben seriye bir an önce devam etmek istiyorum.

Kitabın konusundan kısaca bahsedecek olursam; Bir dünya var ve bu dünyada insanlar, androidler,sayborglar bir arada yaşıyor. Fakat birlikte yaşamaları göründüğü kadar kolay değil. Cinder üvey annesi ve üvey iki kız kardeşi ile yaşamakta olan bir mekanik ustasıdır. Genç bir kız nasıl bir mekanik ustası olabilir ki ? Cevap basit çünkü o aynı zamanda bir sayborg. Fakat insanların sayborglara olan bakış açısından dolayı bunu mümkün olduğunca saklamaktadır. Bir gün Prens Kai'nin dükkanına androidini tamir ettirmek için gelmesiyle Cinder için her şey değişmeye başlar. Aynı zamanda dünyayı tehdit eden birde veba salgını vardır. Bütün ülkelerin doktorları bu hastalığın tedavisi üzerinde çalışmaktadır. Birde imparatoriçe olmak için elinden geleni ardına koymayacak olan Ay Ülkesi Kraliçesi Levana'yı unutmamak lazım. Kendi yararına olacak her şeyden faydalanmakta kararlı. Ve dünyanın kaderi tek bir kızın ellerinde. Cinder.


Kitabı gerçekten çok fazla sevdim. Bu masalda Cinderalla prensin balosundan kaçarken ayakkabıyla birlikte ayağını da düşürseydi ne olurdu? Emin olun ki oldukça ilgi çekici şeyler olurdu. 

Kitabın sonu tahmin edilebilirdi bunu inkar etmek yalan olur. Ama sonunu tahmin etmeme rağmen aynı zevki alarak okudum. Çünkü gerçekten sayfaları çevirdikçe şimdi ne olacak diye merak etmekten kendinizi alamıyorsunuz. 

Karakterleri o kadar sevdim ki. Cinder'ı, Kai'yi,Iko'yu, Pearl'ü. Hepsi çok sevdiğim karakterler oldu. Ama Iko is my best !
Ya bi android nasıl bu kadar komik olabilir bilmiyorum ama onun konuşmalarını okumaktan inanılmaz keyif aldım. Prens Kai'yi gördüğünde 'Fanımı kontrol eder misin ? Sanırım aşırı ısınmaya başladım' demesi beni öldürdü :D

Bu kitabı alın okuyun gerçekten, pişman olmayacaksınız. Yani olmazsınız bence. İnşallah olmazsınız. Ama okuyun ya. Binlerce beş dağıtmak istiyorum bu kitaba.

Buraya kadar okuduysanız teşekkür eder, bol kitaplı günler dilerim :)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top