Nisan ayını 9 kitapla kapatmışım :') Kitaplardan birisi varki fotoğrafa dahi koymak istemiyorum. Kendisi ile ilgili pek hoş düşüncelere sahip olmadığım 'Deli' kitabı.
Benimle Asla Tanışamayacaksın da ayın favorisi oldu :')
Benimle Asla Tanışamayacaksın: Kitabın arka kapak yazısını okuduğum andan itibaren kitabı seveceğimi bir şekilde biliyordum. Ama bu kadar etkileneceğimi asla tahmin edemezdim. Karakterler beni duvardan duvara çarptı sanki, bittiğinde üzerimde öyle bir ağırlık vardı.Kitap boyunca Ollie ile Moritz'in birbirlerine yazdıkları mektupları okuyoruz. Dostluklarını, birbirlerine uzaktan bile nasıl yardımcı olduklarını. Sonlara doğru sayfaları çevirirken hayretler içerisindeydim. Böyle sırlar beklemiyordum. Ama kesinlikle çok hoşuma gitti. Ve kendisi 2016 favorilerim arasında yerini aldı. 5/5
Dünyanın En Şanslı Kızı: Kitapta içime sinmeyen bir şeyler vardı. Ne yazık ki severek okuyamadım. Yazarın dili bana biraz tuhaf geldi. Hatta kitabın ilk 50 sayfasında ne olup ne bittiğini anlamakta baya zorlandım ve kendimi salak gibi hissettim. Bana hitap etmeyen bir kitaptı maalesef. 2/5
Fobi: Okuduğum ilk Wulf Dorn kitabı bu olduğu için mutluyum aslında çünkü en az tempoya sahip kitabı buymuş ve ben bunu bu hafif tempolu haline rağmen sevdiysem diğerlerini de seveceğime eminim. Yazarın dili inanılmaz akıcı ve yalın. Gerildiğimi söyleyemem, ama büyük bir merak ve heyecanla okudum. Sonu öyle bir bitti ki hala kendime NASIL YA diye sormaya devam ediyorum. 4/5
Arşiv: Kitapta yaratılan dünya inanılmaz hoşuma gitti. Çok orijinal bir konusu vardı. Ölülerin raflardaki kitaplar gibi durduğu bir yer ? Kesinlikle çok özgündü. Kitabın çevirisi su gibi akıp gidiyordu zaten konu da güzel olunca bırakmak istemedim elimden. Devam kitapları çıksa da o dünyaya tekrar dalsam diye sabırsızlanıyorum. 4/5
Gün Işığım: Beni çok fazla ağlatan kitaplardan birisi Gün Işığım. Çok çabuk ağlayan bir insan olmamında bunda etkisi büyük olduğu için son 100 sayfada bol miktarda peçete tükettiğimi söyleyebilirim. Zaten 3.5 puanı da o son 100 sayfa için verdim açıkçası çünkü oralara gelene kadar bir kaç kere kitabı yarım bırakmayı bile düşündüm. Çeviri beni inanılmaz rahatsız etti. Normalde şimdiki zaman okurken rahatsız olmam hatta severim ama bu kitapta bu beni rahatsız etti. Sonlara doğru düzelsede başta kitaba adapte olmakta gerçekten çok zorlandım. Ve Kate karakteri bana çok zorlama geldi. Hiç kimse o kadar Pollyanna olamaz bu bir gerçek, bunu kabul edelim. Kate gibi birisini bulamazsınız. Kitabın sonlarında hissettiğim duygu yoğunluğu olmasaydı puanım daha düşük olacaktı ama gerçekten sonradan beni çok etkiledi. 3,5/5
100Dünya'nın Gizli Yüzü: Kitabı okurken çok fazla bilim kurgu okumadığımı fark ettim. Eğer sizde benim kadar fazla bilim kurgu okumayan biriyseniz bu seri iyi bir alternatif olur çünkü bilim kurgularda karşımıza çıkan terimler bu kitapta aşırı derecede yoktu. Yani evet var ama bu sizi rahatsız edecek düzeyde değil. Başlarda dünyaya girmekte zorlandım çünkü olaylar birden başladı, birden o dünyanın içinde buldum kendimi. Ama yavaş yavaş oturdukça her şeye bayıldım. 4/5
Vahşi Orman: Vahşi Orman bana çok sevimli gelen bir roman oldu. Narnia dünyasına benzetilen bir kitap. çocuk kitaplarını sizde benim gibi okumayı seviyorsanız bu kitabı da seversiniz diye düşünüyorum. 500 sayfalık bir maceraydı, kendimi yine kaptırdım gittim. 4/5
Sizi Mutluluk Denizinde Yüzdürecek Eğlenceli Şeyler: Bunun bir roman değilde motivasyon kitabı olduğunu belirtmeliyim. Kendimi keyifsiz hissettikçe açıp sayfalarında gezineceğim kesin. Şimdiden stickerlara yer biçtim bile, çok sevimliler :') 4/5
Buraya kadar okuduysanız teşekkür eder, bol kitaplı günler dilerim :')
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder