29 Ekim 2015 Perşembe

Kitap ve Film Yorumu | Marslı- Andy Weir


Orjinal Adı: The Martian 
    Türkçe: Marslı      
Yazarı: Andy Weir      
 Yayınevi: İthaki
Sayfa Sayısı: 416

Goodreads okurlarına göre 2014'ün En İyi Bilimkurgu ROMANI! Altı gün önce, Mark Watney Mars'a ayak basan ilk insanlardan biriydi. Şimdi ise, orada ölmesi neredeyse kesin.

"Çok uzun zamandan beri okuduğum en iyi kitap. Zeki, eğlenceli ve gerilim dolu. Marslı, bir romandan isteyebileceğiniz her şeye sahip."
-Hugh Howey, Wool serisinin yazarı-

"Sürükleyici… Defoe'nun Robinson Crusoe'su sanki daha zeki biri tarafından yazılmış gibi."
-Larry Niven, Hugo, Nebula ve Locus ödüllü Halka Dünya romanının yazarı-

"Bu kitap tam da benim gibi okuyucuların seveceği türden."
-John Scalzi, Yaşlı Adamın Savaşı serisinin Hugo ve Locus ödüllü yazarı-

"Andy Weir'in yazdığı Marslı şimdiye kadar okuduğum en iyi bilimsel bilimkurgu romanı. Bu romanı -başka bir kitap hakkında hiç böyle bir şey söylemedim- edebi anlamda da elden bırakmak mümkün değil." 
-Dan Simmons, Hugo ödüllü Hyperion serisinin yazarı-

"Marslı aklımı başımdan aldı!"
-Ernest Cline, Başlat romanının yazarı-

"Aksiyon ve uzay macerasının kusursuz bir karışımı."
-Library Journal-
(Tanıtım Bülteninden)





   Uzuun bir aradan sonra tekrardan merhaba! Burayı biraz boşladığımın farkındayım ama gerçekten bir şeyler yazacak vakit bulamıyorum. Bulduğumda kafamı toparlayıp bir şeyler yazamıyorum. O yüzden de böyle oldu maalesef. 
   Eylül ayında okuduklarımı yazarken Marslı için hem film hemde kitap yorumu yapacağımı söylemiştim ve Ekim sonu geldiği halde ben bunu anca yapıyorum. Film için her ne kadar geçte olsa ben yinede film hakkındaki düşüncelerimi de yazacağım. Kitap yorumuma geçmeden önce son olarak bütün Türk milletinin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun! 


Marslı'nın konusunu muhtemelen bir çoğunuz biliyorsunuzdur, hatta bir çoğunuz okumuş bile olabilirsiniz. Yine de kısaca konusundan bahsedecek olursam; Altı astronot NASA tarafından keşif için Mars'a gönderiliyor. Ve bu öyle bir kaç saat süren bir yolculuk değil. Sadece gidiş bile bir yıldan fazla sürüyor. Mars'a başarılı bir şekilde iniş yaptıktan sonra keşif yapıp örnek toplamaya başlıyorlar. Ve 6.Solda(Mars'ta geçen günlere sol deniyor) büyük bir fırtına çıkıyor. İçlerinde bulundukları habın dayanma kapasitesinin üzerinde bir fırtına olduğu için görev iptal oluyor ve acilen Dünya'ya dönüş yapmaları lazım. Hepsi habdan çıkıp onları Dünya'ya getirecek olan MTA'ya doğru o fırtınanın içinde yürümeye başlıyorlar ve kopan bir anten Mark'ın vücuduna saplanıp, onu ekipten uzağa savuruyor. Mark'ın  üzerindeki GDF kıyafeti anten yüzünden delindiği için yaşam fonksiyonlarını gösteren sistem sapıtıyor ve herkes Mark'ın öldüğünü düşünüyor. Zar zorda olsa MTA'ya binip Dünya'ya geri dönüş için yolculuğa başlıyorlar. Ama bilmedikleri bir şey var ki Mark Watney hayatta!


Ben o an ölmüştüm arkadaşlar. Umutsuzluk zaten çökertmişti beni. Mark bir başına Allahın Mars'ında kalınca bile ne yapacak şimdi bu adam diyip diyip durdum. Ama Mark zeki, Mark botanist, Mark mühendis, Mark inatçı ve Mark yaşamak istiyor. 
Kitap inanılmaz zekice yazılmış.İnanılmaz eğlenceli, inanılmaz gerilim dolu ve inanılmaz derecede harika. Benim için bu kitabı anlatacak en güzel kelime 'inanılmaz'. Gerçekten üzerinden bir ay geçtiği halde hala inanamıyorum. YAHU ADAM MARSTA PATATES YETİŞTİRDİ DAHA NE YAPSIN! Mark muhteşem. Ve o kadar komik ki.

Hala okumadıysanız kesinlikle alıp okuyun ya. Resmen sayfaları nefesimi tutarak büyük bir heyecan içerisinde okudum. Mark bir şeyleri başardıkça yerimde duramadım, mutluluktan ağlamak üzere olduğum bir çok an oldu. Ama şunuda belirtmeliyim ki kitap 420 sayfa ve nereden baksan 250-300 sayfası bilimsel şeylerden oluşuyor belki daha bile çok. Buda ilgisini çekmeyen insanları sıkabilir. Yinede şans verin derim ben. Okuduğum en iyi kitaplardan birisiydi. Yazara inanılmaz bir hayranlık besliyorum. Canımsın Andy!




Şimdiii gelelim film yorumuma. Filmi beğenende çok oldu beğenmeyende. Ve ben beğenenler arasındayım. Elbette beğenmediğim noktalarda oldu, şimdi hepsini sizinle paylaşacağım.



   Kitapların filme uyarlanması en sevdiğim şeylerden birisi. Evet kendi kafamda bir şekilde onu canlandırıyorum ama izlemek bana ayrı bir tat veriyor. Ve bu filmin 3D olması o tadı inanılmaz artırdı. Ve kitapları okurken bazı şeyleri kafamızda canlandıramıyoruz özellikle bu kitapta Mark o kadar bilimsel şeyler ile uğraşıyordu ki bazı sayfaları anlamadan okuduğumuz bile oldu. O yüzden film bize canlandıramadıklarımızı sundu. En azından ben öyle düşünüyorum. 
   Kitaptan çıkarılan ve değiştirilen yerler var mıydı tabi ki her filmde olduğu kadar bunda da vardı. Çıkarılan sahnelerden birisine çok üzüldüm, çünkü kitaptaki en heyecanlı yerlerden birisi de orasıydı ama filmde yoktu bile. Mark'ın muhteşem esprileri çıkarılmıştı buda ayrı bir hayal kırıklığı tabi ki. Ve sonunda bir değişiklik vardı ama bu değişiklik sanırım insanlara geçecek duyguyu daha da artırmak için yapılmıştı o yüzden onu mazur görüyorum :D Birde filmin sonuna kitapta olmayan kısa bir epilog eklenmişti ve ben orayı da sevdim.



Kitabı da, filmi de çok sevdim. Film kitaba göre bir tık daha aşağıda kaldı ama bence oldukça iyi bir yapımdı. Kardeşim ve erkek arkadaşım ile gittim filme. İkisi de kitabı okumamıştı ve filme bayıldılar. Yani kitabı okumayanlar filmden daha başka bir tat alıyorlar buda bir gerçek :D

Uzun bir yazı oldu farkındayım ama kitaptan alıntılar yapmadan bu yazıyı sonlandırmak gelmiyor içimden :D 


"Bir yerde bir kere mahsul yetiştirdin mi, orayı “resmi” olarak kolonize etmiş olduğunu söylüyorlar. Yani teknik olarak, ben Mars’ı kolonize ettim. Kapak olsun, Neil Armstrong!"



"Evet, koli bandı neredeyse atmosfersiz ortamda da işe yarıyor. Koli bandı her yerde işe yarıyor. Koli bandı sihirlidir ve ona tapınılması gerekir."



''Bir üçgen oluşturan bir dizi kraterin ortasındayım. Buraya Watney Üçgeni diyorum çünkü yaşadığım onca şeyden sonra, Mars'ta bazı şeylere benim adımın verilmesi gerekiyor.''

''Laptop anında öldü. Ben daha hava kilidinden adımımı atmadan ekranı karardı. Görünüşe göre LCD'deki "L" "Liquid'in" (Sıvı) kısaltmasıymış. Sanırım ya dondu ya da buharlaştı. Belki bir tüketici yorumu yazarım. "Ürünü Mars yüzeyine çıkardım. Çalışmamaya başladı. 0/10."


Buraya kadar okuduysanız teşekkür eder, bol kitaplı günler dilerim :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top